10 Haziran 2011 Cuma

Dedikodu ve Gıybet

Selamlar hepinize,
Bu yazımda İllimunati’den bahsetmeyeceğim. Konu biraz da İslam Ahlakı olsun. Hep onlardan bahsetmek, sadece onlara kitlenmek de onların istediklerini yapmak olur çünkü.

Bu yazımda dedikodu, gıybet ve benzeri şeyler niçin zararlıdır, önüne nasıl geçebiliriz bunlardan bahsedeceğim.

Gıybet ve dedikodu, genel olarak birinin arkasından yaptıkalarıyla ya da yaptığı söylendikleriyle iligli konuşmaktır. Örneğin altın günlerinin vazgeçilmezi olan dedikodular, “o şunu yapmış bu bunla aşna fişne yapmış şu şunla bilmemnerede görülmüş” biçimindedir. Bu tarz söylemler çoğunlukla yanlış olduğundan ve bahsedilen kişinin haberi olmadan o kişi hakkında insanlar yanlış yargılara vardığından günahtır. Nasıl ki bir ölü kendini savunamadığı için ardından konuşulmamalıysa, o sırada konuşulanları duymayan kişi hakkında konuşmak da günahtır. Evet, her gün mahallelerimizden +10 Günah Points yazıları yükseliyor hehe.
Gıybet ve dedikodu aynı zamanda ikiyüzlülüğü de beraberinde getirir. Dedikodu yapan insan dürüst müdür? Hayır, zaten dürüst olsaydı yaptığı şeyin adı dedikodu olmazdı. Bu yüzden ikiyüzlü olur dedikodu yapanlar. Arkasından konuştukları kişiye başka davranırlar, başkalarıyla yan yana gelince başka anlatırlar. Bunları yapan insanlar iyi insanlar değildirler. Peygamberimiz Hz.Muhammed (S.A.V.) dedikodu yapmamıştı ve Muhammed’ül Emin yani güvenilir Muhammed olarak bilinmekteydi. Düşmanları bile Muhammed’in yalan söylediğine inanmıyorlardı. Sen nerden biliyorsun derseniz, düşmanlarının yazdığı kaynaklarda da bu böyle geçiyor (sizin adamınız faul diyo olum).

Demek istediğim, dedikoduculuk ve gıybet etmek, yalancılığa, ikiyüzlülüğe, kaypaklığa iter. Kötü davranışlara sebep olan iyi davranış diye bir kavram olmadığından, bu davranışlar da kötü davranışlardır. Dedikoduculuktan ve gıybet etmekten kaçınınız. Nasıl mı kaçınacaksınız? Buyrun size tek adımda gıybet ve dedikodudan kurtulma kılavuzu:
1-     Birinin hakkında konuşmadan önce “acaba bunu yüzüne söylesem onu rahatsız eder mi? Kızar ya da bozulur mu?” diye düşünün.
Tebrikler! Siz de gıybetten ve dedikodudan kurtuldunuz!

...Sinsi casuslar gibi ayıp aramayın! gıybet ederek biriniz ötekini arkasından çekiştirmesin! Sizden biri, ölmüş kardeşinin etini yemek ister mi? Bakın bundan iğrendiniz. Allah'tan sakının! Hiç kuşkusuz, Allah tövbeleri çok kabul eden, rahmeti sonsuz olandır...” Hucurat, 12

Sağlıcakla kalın, Allah’a emanet olun.

3 yorum:

  1. Son iki yazını paylaştığın gün okumuştum...Çokda önemli konular...Önce ahlak ve maneviyatın ve şirke batmamanın gereklerinden...Yorumsuz kalmıştım ama blogunu ziyaret ettikçe son iki konuya yorum göremeyince yazmak istedim...Sanma ki okunmuyorsun sanma ki takip edilmiyorsun sanma ki paylaştığın bu iki konu önemsenmedi...Kendi adıma çok teşekkür ederim Allah razı olsun...

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkürler kardeşim, Allah hepimizden razı olsun. Senin gibiler beni sevindiriyor, yazma hevesi veriyor. Genelde girdiğimde bir kişi online gördüğüm için üzülüyordum ama demek ki okuyanım varmış :)

    YanıtlaSil
  3. Olmazmı...Bir arkadaşıma daha tavsiye ettim oda takip ediyor...Her gün mutlaka bir kaç kez bakıyorum yeni yazın varmı diye...Bir kişiye bile ulaşsan bu çok önemli hiç unutma...Çok sevdiğim rahmetli bir büyüğüm(ki kendisi tüm dünyada seveni sayanı çok olan bir liderdir...) tek kişi bile olsa karşısında asla sayıyı beğenmemezlik yapmaz bu bilgi bu kişinin nasibi oda yüzlere binlere ulaştıracak diye sanki karşısında milyonlar varmışcasına aynı şevk ve heyecanla anlatırdı...Sen sakın kişi sayısına takılma niyetin salih olsun bak o birler nasıl binler olur...Kaldı ki bilgilerini paylaşmak bilmeyenlere öğretmek üzerine vebaldir bu vebalden kurtuluyosun...Devam canım kardeşim...:)

    YanıtlaSil