15 Mayıs 2011 Pazar

Dabbet'ül Arz ve Ye'cüc ile Me'cüc

Hepinize selamlar,
Bu yazımda geçen sefer söz verdiğim gibi Dabbet’ül Arz’dan bahsedeceğim.

Öncelikle, bir önceki yazının sonunda desem de yine de tekrar edeceğim, dabbe demek hareket eden, yürüyen yer canlısı demektir. Dabbenin canlı/cansız birey/topluluk olup olmadığı Kur’an’da belirtilmez. Sadece varlığından söz edilir ve kıyamete yakın çıkacağından bahsedilir. Gelin bir ayete göz atalım:
"Tehdit edildikleri şey başlarına geldiği zaman onlara yerden bir dâbbe çıkarırız da, insanların âyetlerimize kesin olarak inanmadıklarını kendilerine söyler."
Şimdi benim bu ayetten anladığım ne biliyor musun? Dabbe diye bir şey var ve bu insanların imanını zayıflatıyor. “Ne alaka, uyarıda bulunuyor, yanlış yapıyorsunuz gençler bi daha bakın Kur’an’a diyor” diyen de olur. Elbet bu anlamı da taşıyordur ama bence “aslında siz de tam emin değilsiniz” mesajı veren bir şey bu dabbe. Bu kanıya nerden vardığımı birazdan daha iyi anlayacaksınız.
Hadisleri inceleyecek olursak, tabii ki gerçek midir değil midir emin olamayız ama yine de Kur’an’la örtüşen hadisler var, dabbeyle ilgili ilginç bilgiler bulabiliriz. Örneğin;
"Onun alametlerinden biri, güneşin battığı yerden doğması ve kuşluk vakti insanların üzerine ‘dâbbe’nin çıkmasıdır. Bu alametlerden hangisi önce belirirse, ötekisi onu kısa zamanda takip edecektir." (Müslim, Fiten, 118; İbn Hanbel, "Müsned", II, 201)
Aa bi dakka bi dakka. Güneşin battığı yerden doğması mı? İhtiyacımız olan bilgi bu işte!
Pardon, heyecan yaptım. Anlatayım: Şimdi “Güneş’in battığı yerde doğması” demek illa ki bildiğimiz Güneş yıldızının tersten doğması demek değildir bence. Bence bu başka bir güneş. Güneş ne yapar? Aydınlatır! AYDINLATMAK! Bu müşrik illimünatiden önce dünyayı hangi güneş aydınlatmaktaydı? İslam Güneşi tabii ki de. Zaten bu örgütün kurulmasına vesile olan da bu güneş değil midir? Bilim, dinle birleştirilerek yol almış, birçok islam alimi hem tıpta hem mühendislikte, hem de diğer dallarda çok büyük gelişmeler sağlamamış mıydı? İstanbul fethedilince hani bu kaynaklar Avrupa’ya da ulaştı ya! İslam bilginlerinin ulaştığı antik Yunan bilimadamlarının kaynakları da Avrupa’da çoğaltıldı ya! Yani İslam Güneşi Avrupa’nın da üzerine doğmuş oldu, oraları aydınlattı. Sonra onlar bilimi çok sevdiler falan. Sonra da işte bu örgüt kuruldu. İslam Güneşi batmaya başladı, islam ülkelerine bağnazlık, yobazlık başladı bilime karşı çıktılar, git gide karanlığın içine girdiler. İşte o sırada, Batı’nın güneşi İllimünati ortamı aydınlatmaya başlamıştı. Evet evet, güneşin battığı yerden başka bir güneş doğdu! Biliyorsunuz ki İllimünati denen örgüt güneşi kendi sembolleri olarak çok sık bir şekilde kullanıyor. Katy Perry’nin birçok şarkısında da hem sözlerde hem klipte görebilirsiniz bunu.
"Dâbbe, yanında Hz. Musa'nın asâsı ve Hz. Süleyman'ın mührü olduğu halde çıkar.” (Ahmed b. Hanbel, "Müsned", II, 491)
Hmm. Hz. Musa’nın asası. Ne özelliği vardı bu asanın? Mucizeler gerçekleştiriyordu. Kimi zaman yılan oluyor, kimi zaman denizi yarıyordu. İlginç, olağanüstü bir asaydı bu. Dabbe, demek ki mucizeler gerçekleştirecek. İnsanların şaşkınlıkla izleyeceği, olağanüstü mucizeler hem de. Şimdi, her şeyin bir ilimle olduğunu biliyoruz. Yani aslında gerçekleşen mucizelerin hepsi ilimle olan şeylerdi. “...Düşen yaprakta bile Rabb’inin ilmi vardır...” diyor Allah. Demek ki bu işler için illa ki bir ilim gerekiyor. Mesela Hz. Musa’nın Allah’ın yardımıyla yardığı denizde bilim adamları sığ bir yer bulmuştu ve gel-gitlerin yoğun olduğu bir döneme denk gelirse bu tümseğin ortaya çıkarak sanki deniz yarılmış gibi gözükeceğini bulmuştu bilimadamları. Yani bilimle aslında olağan olan şeyleri ama alışık olmadığımız, düşünemeyeceğimiz “mucize”leri gerçekleştiriyor bu asa. Bu asa’nın dabbe’de olması Project Bluebeam, yani Mavi Işık Projesi’ne sebep olabilir mi acaba? Bence olabilir. Project Bluebeam de ne derseniz buyrun:
Gelelim Süleyman’ın Mührü olayına. Lan yoksa bu tüm projelerinin, fikirlerinin, örgütün ekonomik ihtiyaçlarını karşılayan yahudiler olmasın? Evet, bu yahudiler, bir önceki yazıda belirttiğim ahdi bozan insanlardır. Bir elinde Hz.Musa’nın asası, bir elinde Hz.Süleyman’ın mührü demek, bir eli yağda bir eli balda misali, bir ellerinde teknoloji bir ellerinde ekonomi demektir bu. Şimdi dabbenin bir kişi değil de bir topluluk olduğunun farkına vardınız mı?

Gelelim Ye’cüc ile Me’cüc konusuna. Ye’cüc ile Me’cüc -veya yoruluyorum direk Yecüc ile Mecüc yazacağım- yeryüzünde bozgunculuk yapan iki kavimdir. Hz. Zulkarneyn aralarına sapasağlam bir set çeker ve bu iki kavim buluşamazlar. Ancak bu set Allah’ın istediği zamanda yıkıldığında yıkılan yerden bu kavimler tepelerden akın edecek, inkar edenler de bunları görüp “biz hakikaten zalimlerdenmişiz” diyecekler. Bu bir kıyamet alametiymiş. Hmm. Bunları ben demiyorum, Allah Kur’an’da diyor. Şimdi bu iki kavim yeryüzünde bozgunculuk çıkarıyorlar, o halde Allah’ın sevmediği cinsten kavimler bunlar.
Şu araya çekilen set hakkında pek bir fikrim yok, tahminimce fiziksel olmayan bir şey ve Antik Mısır Uygarlığı’nın yıkılışı ile İllimünati’nin kuruluşu arasındaki yıllarda sağlam kalmış. Niye diye sorarsanız, bu arada şeytanla işbirliği içinde olan pek bir insan topluluğu yok. Demek ki aralarındaki setten dolayı buluşamamışlar. Ama artık yeniden işbirliği içindeler. Yeniden bozgunculuğa başladılar. Demek ki Allah’ın istediği zaman çoktan gelmiş.
Benim burada “inkar edenler”den anladığım, ateistler yani kafirler ve münafık yani inanıyormuş gibi yapıp da inkar edenler. Çünkü müşrikler Allah’ın varlığını ve ayetlerini inkar etmezler, sadece onlar İblis’in vaatlerine kanıp da onun yolunda ilerlerler. O halde öyle bir gün gelecek, öyle büyük bir bozgun olacak ki ateistler ve münafıklar gerçeklerine farkına varacak ve “Biz harbiden boşu boşuna nutella yemişiz, artizlik yapmışız. Harbiden de olay buymuş.” Diyecekler. Vay arkadaş, her şey birbirine bağlı, birini bulunca diğerleri de ip söküğü gibi gelmeye başlıyor.
Bu Yecüc ile Mecüc bozgunculuk yapacaklarsa, birinin seti yıkması gerek. Bu seti yıkan da Deccal mi ya la yoksa? Sakın onun peşinden giderek bozgunculuk yapmasınlar? Sakın bunlar İllimünati’nin peşinden giden insanlar olmasın! İllüminati üyeleri Dabbe, İllimünati’nin başını çeken kişi, İblis’in talimatlarını birebir yerine getiren kişi de Deccal olmasın! E her şey meydana çıktı işte! Yani yukarıda dediğim, Dabbe’nin “Gençler emin misiniz inandığınıza” demesi ateizme özendirmedir! Yani tek gözlü Deccal, İllimünati’nin başıdır! Yani Yecüc ile Mecüc müşrik olan yani İblis’e iman eden cin ve insan topluluğudur!
İşte böyle sevgili dostlar, bunlar da benim fikirlerim. Ben de böyle düşünüyorum işte. Diğerlerinin yaptığı Deccal yorumları (yok ufoymuş da yok bilgisayarmış da) bana çok saçma geliyor. Mantıklı ama gereksiz. Benimki de doğru demiyorum, zira en doğrusunu Allah bilir ama doğruya yakın olduğunu düşünüyorum.
Sağlıcakla kalın,

3 yorum:

  1. Yazını beğendim lakin dabbe konusunda Saidi nursi'nin bir benzetmesi bir kavim veya ırk değilde çok küçük bir yaratık (virüs,mikrop)

    YanıtlaSil
  2. AIDS virüsü diyen var mantıklı da hani cinsel yolla bulaşıyor falan. Yine de bana daha güçlü bir şeymiş gibi geldi tamam AIDS günden güne yayılan bir hastalık ama bence insanlara çok da mesaj vermiyor. İlerde verir mi bilmem o ayrı konu.

    YanıtlaSil
  3. Sahîh Hadîslerde geçtiği üzere Deccâl bir insandır, yahudidir. Topluluk veya bir akım değildir. Dabbe ise bir canlıdır.

    Kirluminati ve benzeri örgütler İblîs'e kulluk eden karanlık örgütlerdir.

    http://tinyurl.com/3suel77

    Bazı vidyolar hazırlayıp buraya yükledim. Siteyi arac olarak kullandım. Diğer vidyolardan sorumlu değilim.

    YanıtlaSil